Newcastle Üniversitesi'nde sosyal coğrafya profesörü Alastair Bonnett, "Dünyaya Bakışınızı Değiştirecek 40 Harita" adlı yeni kitabında, antik çağlardan en son teknolojiye kadar uzanan çeşitli haritalarla dünyayı algılayışımızı sorgulamaya davet ediyor. Bonnett, her bir haritanın duygusal bir şok yarattığını ve bakış açımızı genişletip bazen de tamamen yıktığını belirtiyor. Coğrafya ve toplum arasındaki kesişimi araştıran birçok çalışmanın yazarı olan Bonnett'in kitapları 19 dile çevrilmiştir. Bu yeni eserinde, gezegenimizi ve hatta uzayı kapsayan çeşitli haritalar yer alıyor. Kitabın çeşitliliğini ve zenginliğini yansıtan altı haritayı inceledik.

Sahte Ama Anlamlı: 1418 Çin Haritası

2001 yılında keşfedilen ve Kristof Kolomb'dan 70 yıl önce Amerika'yı gösteren 1418 tarihli bir dünya haritası, dünya çapında büyük yankı uyandırdı. Zheng He liderliğindeki bir keşif gezisi tarafından yapıldığı öne sürülen harita, Afrika hakkında "insanların derisinin siyah cila gibi olduğu" gibi ilginç notlar içeriyordu. Ancak, haritanın sahte olduğu sonradan kanıtlandı. Bonnett, bu sahteliğin bile tarihin çeşitlendirilmesine yönelik büyük bir iştahı gösterdiğini belirtiyor. Harita, Çin'in gelişmiş haritacılık geleneğini ve Güneydoğu Asya, Arap Yarımadası ve Afrika Boynuzu'ndaki keşiflerinin etkisini vurgulamak için kitapta yer alıyor. Bu olay, Çin'in dünya keşif tarihindeki rolünün daha fazla araştırılmasını gerektiğini gösteriyor. Bonnett, Çin'in gerçek haritacılık mirası zaten başlı başına yeterince etkileyici olduğuna inanıyor.

Azteklerin Büyülü Haritaları: Codex Quetzalecatzin ve Codex Nuttall

Bonnett, 'modern' haritaların aksine, birçok 'modern öncesi' haritada sihir ve anlatının işlendiğini vurguluyor. Codex Quetzalecatzin (1593) ve Codex Nuttall (15. yüzyıl) adlı iki nadir Aztek haritası, bu durumun güzel örnekleridir. İspanyollar tarafından 'şeytani' olarak kabul edilen birçok harita yok edilmiş olsa da, bu haritalar günümüze ulaşmıştır. Codex Nuttall, alışılmadık bir şekilde insanları, hayvanları ve fantastik yaratıkları bir arada gösteriyor; sembolleri çözmek haritayı anlamak için çok önemli. Codex Quetzalecatzin ise, Aztek sembollerinin yanı sıra İspanyolca ve Nahuatl dillerinde metinler içeren hibrit bir harita. Bu harita, Puebla ve Oaxaca bölgelerindeki toprak haklarını göstermenin yanı sıra bir soy ağacını da içeriyor; hem mekânı hem de zamanı gösteren benzersiz bir yapıt. Bu iki harita, yerli ve sömürge dönemi haritacılığının etkileşimini sergiliyor.

Japon Egzotik Haritası ve Dünyaya Bakış

1671 yılında, Japonya'nın izolasyon döneminde çizilen bir dünya haritası, "ülkelerin ve insanların farklı olduğunu" göstermeyi amaçlıyor. Harita, dünya haritası ve her biri bir erkek ve bir kadından oluşan 40 çiftin resmedildiği bir bölümden oluşuyor. Amerika kıtası kuzeyde, Asya ise haritanın ortasında ve alt kısmında yer alıyor; bu da Japonya'yı merkeze yerleştiriyor. Çiftlerin betimlenme şekli oldukça dikkat çekici; Bazı çiftler hakkında ilginç, çoğu zaman hatalı bilgiler yer alıyor. Örneğin cücelerin boyu, Brezilyalıların insan eti yediği gibi bilgiler bulunuyor. Bonnett, bazı çiftlerin sadece merak uyandırıcı ve eğlenceli oldukları için eklendiğini belirtiyor. Bu harita, Japonya'nın dış dünyaya olan gizli ilgisini ve sert kısıtlamalara rağmen dünyayı tanıma arzusunu gösteriyor.

Okyanus Merkezli Bir Dünya Görüşü

Dünyanın üçte ikisini kaplayan suyun önemini vurgulayan bir okyanus haritası, geleneksel kara merkezli haritaların aksine okyanusları merkeze alıyor ve kıtaları kenarlara itiyor. Bonnett, okyanusların siyasi sınırlarla ayrıymış gibi gösterilmesinin yanıltıcı olduğunu, gerçekte tek bir okyanusun var olduğunu belirtiyor. Bu harita, GEBCO tarafından oluşturulmuş olup, 2030 yılına kadar dünya okyanus tabanlarının tamamının haritalanmasını amaçlıyor. Harita, hayvan biyokütlesinin büyük bir kısmının suda yaşadığını ve okyanus türlerinin çoğunun henüz tanımlanmadığını gösteriyor. Atlantik Okyanusu, Hint Okyanusu gibi okyanusların genişliğini ve önemini ortaya koyuyor.

Mexico City'nin Gürültü Haritası ve Sessizlik Hareketi

Mexico City'nin trafik gürültüsünü gösteren harita, Bonnett'in kitabının en etkili haritalarından biri. 2011 yılında Meksika Özerk Metropolitan Üniversitesi tarafından oluşturulan harita, çevresel akustik alanında bir dönüm noktası oldu. Harita, şehrin gürültü kirliliğini açıkça gösteriyor; canlı renkler gürültülü bölgeleri vurguluyor. 75 desibel ve üzeri ses seviyelerine maruz kalmanın işitme kaybına neden olabileceği vurgulanıyor. Bu harita, 'sessizlik hareketi'ni başlattı ve gürültü kirliliğine dikkat çekti. Trafik gürültüsünün insan sağlığına olan etkileri vurgulanarak bir değişim çağrısı yapılıyor.

Laniakea Süperkümesi ve Evrendeki Yerimiz

Kitabın son haritası olan Laniakea Süperkümesi haritası, Hawaii Üniversitesi tarafından oluşturuldu. "Sonsuz cennet" anlamına gelen Laniakea, Büyük Patlama'dan sonra galaksilerin hareket yollarını gösteriyor. Bonnett bunu "yıldızlardan oluşan bir nehir" olarak tanımlıyor. Harita, Samanyolu'nun ve birçok başka galaksinin küçük bir kırmızı nokta altında yer aldığını gösteriyor. Uzay bilimcileri haritaları sadece illüstrasyon olarak değil, temel bir araştırma aracı olarak kullanıyorlar. Bu harita, Samanyolu'nun süperküme içindeki diğer galaksiler tarafından çekildiğini ve saniyede 600 kilometre hızla hareket ettiğini gösteriyor. Hawaii'deki üniversitenin çalışması, evrendeki yerimizi anlamamızda büyük bir adım oluşturuyor.